-
1 çıkmaz sokak
-
2 çıkmaz sokak
n. blind alley, dead end, dead-end street, impasse, culde sac* * *1. blind alley 2. cul-de-sac 3. dead end street -
3 çıkmaz sokak
blind alley, dead end, cul-de-sac -
4 alt yanı çıkmaz sokak
до́хлое де́ло -
5 sokak
çıkmaz sokak Sackgasse f;sokak başı Straßenecke f;sokak kapısı Haustür f;sokak kadını Straßenmädchen n;sokak lambası Straßenlaterne f;sokak levhası Straßenschild n;sokak ressamı Straßenmaler m, -in f;sokağa çıkmak aus dem Haus gehen;sokağa düşmek durch ein Überangebot Wert verlieren; Frau sich zu prostituieren beginnen; das eigene Haus fliehen;sokaktaki adam Otto Normalverbraucher;sokaktan toplamak mühelos und in Fülle bekommen -
6 çıkmaz
çıkmaz ausweglos; aussichtslos;çıkmaz (sokak) Sackgasse f;fig çıkmaza girmek in eine Sackgasse geraten -
7 sokak
1) Straße f\sokaktaki adam der Mann auf der Straßekaranlık \sokaklarda in den dunklen Gassen -
8 çıkmaz
1.1) тупи́к2) перен. тупи́к, безвы́ходное положе́ние, безысхо́дностьçıkmaza düşmek или çıkmaza düşmüş или çıkmaza olmak — зайти́ в тупи́к, попа́сть в западню́, быть (оказа́ться) в безвы́ходном положе́нии
2.1) тупико́выйçıkmaz sokak — тупико́вая у́лица
2) перен. безвы́ходныйçıkmaz iş — безнадёжное де́ло; безвы́ходное положе́ние
◊
çıkmaz ayın son çarşambası — шутл. по́сле до́ждичка в четве́рг (букв. после́ дняя среда́ несконча́ емого ме́сяца)◊
çıkmaz ayın son çarşambasına bırakmak, çıkmaz ayın on beşine bırakmak — откла́дывать в до́лгий я́щик◊
çıkmaz vadi — геогр. слепа́я доли́на -
9 çıkmaz
тупи́к (м)* * *1.1) тупи́к ( об улице)çıkmazda oturuyor — он живёт в тупике́
2) перен. тупи́к; безвы́ходное положе́ние2.çıkmaza girmek — зайти́ в тупи́к
1) тупико́выйçıkmaz sokak — тупико́вая у́лица; тупи́к
2) перен. безвы́ходныйçıkmaz iş — безнадёжное де́ло
-
10 çıkmaz
ردب [رَدْب]Anlamı: sonu kapalı yol, sokak -
11 çıkmaz
1. dead-end street, dead end, Brit. cul-de-sac. 2. impasse, impossible situation, deadlock, stalemate. 3. anat. cecum, cul-de-sac. 4. phil. aporia. 5. dead-end, blind. 6. impossible (situation, course of action). - ayın son çarşambası when pigs begin to fly, on a latter Lammas (i.e. never). -a girmek to deadlock, reach a deadlock. - leke indelible stain. - sokak dead-end street, dead end, Brit. cul-de-sac. -a sokmak /ı/ to turn (something) into an impossible situation. - vadi blind valley. -
12 blind alley
çikmaz sokak -
13 dead-end street
çikmaz sokak -
14 blind alley
çıkmaz sokak -
15 dead end street
çıkmaz sokak -
16 blind alley
çıkmaz sokak, sonu olmayan şey* * *çıkmaz sokak* * *(a situation without any way out: This is a blind alley of a job.) çözümü olmayan sorun; çıkmaz -
17 cul-de-sac
çikmaz sokak; çikmaz -
18 dead end
n. çıkmaz sokak, çıkmaz, kör uç* * *çıkmaz* * *(a road closed off at one end.) çıkmaz sokak -
19 тупик
м1) ( улица) çıkmaz (sokak), kör sokakон живёт в тупи́ке́ — çıkmazda oturuyor
2) ж.-д. kör hat3) перен. çıkmaz, açmazзайти́ в тупи́к — çıkmaza girmek
завести́ в тупи́к — çıkmaza sokmak, açmaza sokmak
вы́йти из тупика́ — çıkmazdan kurtulmak
вы́вести из тупика́ — çıkmazdan kurtarmak
найти́ вы́ход из тупика́ — çıkmazdan / açmazdan bir çıkış yolu bulmak
найти́ сре́дство для вы́хода из экономи́ческого тупика́ — ekonomik çıkmaza çare bulmak
стать в тупи́к — şaşırmak
поста́вить кого-л. в тупи́к — birini şaşırtmak
-
20 dead end street
n. çıkmaz sokak* * *çıkmaz sokak
См. также в других словарях:
çıkmaz sokak — is., ğı Herhangi bir yöne çıkışı olmayan sokak Biraz ötemizdeki çıkmaz sokaktan başka her yere çıkmak, bana yasak edilmişti. Halikarnas Balıkçısı … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkmaz — is. 1) Sonu kapalı, çıkış yeri olmayan, hiçbir yere ulaşamayan yol, sokak Bu apartmanın olduğu çıkmazda bir garaj, bir eski ahır, üç esrarlı ve daima kapalı depodan başka bir şey yoktur. H. E. Adıvar 2) sf., mec. Çözüme ulaşmayan, çözüm yolu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sokak — is., ğı, Ar. zuḳāḳ İl, ilçe vb. yerleşim bölgelerinde, iki yanında evler olan, caddeye oranla daha dar veya kısa olabilen yol Biraz sonra şehrin bütün sokaklarında süvariler dörtnala koşmaya başladılar. Ö. Seyfettin Birleşik Sözler sokak çocuğu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
alt yanı çıkmaz sokak — sonu gelmeyen, sonuç alınamayan işler için söylenen bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
GİRİVE — (Girve) f. Çıkmaz yol. Çıkmaz sokak. * İçinden çıkılması müşkül olan durum … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Uğur Mumcu — Infobox journalist name = Uğur Mumcu birth date=birth date|1942|8|22|mf=y birth place=Kırşehir death date=death date and age|1993|1|24|1942|8|22|mf=y death place=Ankara credits= editorial opinion columnist and investigative journalist in… … Wikipedia
Ugur Mumcu — Uğur Mumcu (* 22. August 1942 in Kırşehir; † 24. Januar 1993 in Ankara) war ein türkischer Journalist und Schriftsteller. Seine Mutter war Nadire Hanim und sein Vater namens Hakkı Şinasi Bey ein Beamter beim Katasteramt. Seine Familie war… … Deutsch Wikipedia
Uğur Mumcu — Denkmal für Mumcu in Selçuk[1] Uğur Mumcu (* 22. August 1942 in Kırşehir; † 24. Januar 1993 in Ankara) war ein türkischer Publizist und Schriftsteller. Seine Mutter war Nadire Hanim und sein Vater name … Deutsch Wikipedia
Ugur Mumcu — Uğur Mumcu Uğur Mumcu Naissance 22 août 1942 Kırşehir Décès 24 janvier 1993 Ankara Profession(s) Journaliste Uğur Mumcu (22 août 1942 24 janvier 1993) était un intellectuel turc, un journaliste … Wikipédia en Français
Uğur Mumcu — Naissance 22 août 1942 Kırşehir Décès 24 janvier 1993 Ankara Profession Journaliste Uğur Mumcu (22 août 1942 24 janvier 1993) est un intellectuel turc, journaliste d inves … Wikipédia en Français
alt — is. 1) Bir şeyin yere bakan yanı, zir, üst karşıtı Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor. Z. O. Saba 2) Bir nesnenin tabanı Ayağındaki altları nalçalı koca bahçıvan kunduraları ile ona yetişmesi… … Çağatay Osmanlı Sözlük